Barışın Haber Olmadığı Şehir: Haifa


Dünya yanıyor.

Bir yanda bombaların altında can veren çocuklar, diğer yanda suskun şehirler, öfkeli meydanlar, derinleşen yarıklar...
Her gün ekranlara yansıyan, içimize sinmeyen, vicdanlarımızı yakan görüntüler... Ve doğal olarak, haklı olarak hep gündemde olan bir gerçek: Acı. Özellikle de Gazze’deki -artık soykırım seviyesine ulaşmış olan- vahşet.

Bu yazının, bu acıyı küçümsemek, arka plana itmek gibi bir niyeti yok. Tam tersine, bir yerde çocuklar ölüyorsa, sebep ne olursa olsun, öldürenler sonsuza kadar lanetlenmeyi hak eder. Bu çok açık, çok net.
Ama bu karanlığın içinde, bir ışık var.
Ve ne yazık ki o ışık, pek kimsenin umurunda değil.
Çünkü barış haber olmuyor.

İşte o ışığın adı: Haifa.

İsrail’in kuzeyinde, Akdeniz kıyısında, tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmış bir şehir Haifa. Yahudiler, Araplar (Hristiyan ve Müslüman), Bahailer, Dürziler... Aynı sokakları paylaşıyor, aynı pazarda alışveriş yapıyor, aynı otobüse biniyorlar. Kimi zaman aynı mahallede, hatta aynı apartmanda yaşıyorlar.
Elbette her şey güllük gülistanlık değil. Gerilimler var, ayrımcılık hâlâ bir sorun, eşitlik hâlâ tam sağlanmış değil. Ama bir şekilde, tüm bu farklılıklar arasında yaşamaya devam ediyorlar.
Bir arada.

Haifa, İsrail-Filistin çatışmasının merkezinde değil. Ama bu coğrafyanın tam kalbinde, “birlikte yaşama” pratiğinin canlı bir örneği olarak varlığını sürdürüyor. Siyasetçilerin değil, sıradan insanların, her sabah göz göze gelen komşuların, birlikte çalışanların, birlikte çocuk büyütenlerin başarısı bu.

Bugün Haifa’da bir Arap doktor, bir Yahudi hemşireyle birlikte aynı hastanede hayat kurtarıyor. Aynı üniversitede Arap bir profesör, Yahudi bir öğrenciye ders anlatıyor. Karma tiyatrolarda ortak hikâyeler sahneleniyor, lokantalarda Arap mutfağıyla Yahudi gelenekleri yan yana servis ediliyor.

Haifa'nın içindeki Bahai Bahçeleri, belki de bu uyumun en çarpıcı simgesi. Tertemiz basamaklarıyla Akdeniz’e doğru inen o bahçeler sadece bir dinî mekân değil; doğunun ve batının, eskiyle yeninin, farklı olanla diğerinin birlikte yaratabildiği bir ahenk gibi duruyor.

Ve tüm bu yaşananlar haber olmuyor.

Çünkü bizler barışa alışık değiliz.
Çünkü barış, kan kadar dramatik değil.
Ama belki de barışı dramatik hale getirme zamanı gelmiştir.
Çünkü başka çaremiz yok.

Haifa, tüm kusurlarına rağmen bize şunu hatırlatıyor:
Bir arada yaşamak mümkün.
Bir arada yaşamak gerekli.
Ve belki de insanlığın kurtuluşu, Haifa gibi bilinen ama anlatılmayan şehirlerde gizli...

(Bu yazının düzenlenmesinde ve görsel tasarımında YZ araçları kullanılmıştır)

bayErgin

'Ancora Imparo'

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski