Raket misin, Elek mi? Tarafını Seç

Günlük hayatımızda "iletişim" kavramını çok sık kullanıyoruz. Ancak çoğu zaman bu kavramın özünü tam anlamıyla kavrayamadan, onu "iletme" veya "iletim" ile karıştırıyoruz. İletmek, iletim ve iletişim arasındaki bu nüansları anlamak, hem özel hayatta hem de iş hayatında anlamlı ve etkili bir iletişim kurmanın anahtarıdır. Bu yazıda bu farkları derinlemesine inceleyerek, her bir kavramı gerçek hayatın örnekleriyle ele alacağız ve bu kavramların doğru yöneticilikle olan bağlamını inceleyeceğiz.

İletmek, İletim ve İletişim

  • İletmek, bir bilgi, mesaj ya da nesnenin bir taraftan diğerine ulaştırılmasını ifade eder. Bu genellikle tek yönlü bir aktarımdır ve karşı tarafın yanıtı ya da algısı bu sürecin bir parçası değildir.
  • İletim, daha teknik bir kavramdır ve genellikle bir sistemde bilginin ya da enerjinin aktarılması anlamına gelir. Ancak yine karşılıklı bir anlam oluşturma süreci söz konusu değildir.
  • İletişim ise bir anlam oluşturma ve geri bildirim içeren karşılıklı bir etkileşimdir. Dinleme, anlama ve yanıt verme gibi aktif bir süreci kapsar.

İletişim Problemlerinin Günlük Hayatta Yansımaları

Özel hayatta, arkadaşlık ilişkilerinde ve dijital platformlarda çoğu zaman iletmek ve iletişim arasındaki fark göz ardı ediliyor. Bireyler birbirini gerçekten dinlemek yerine, sadece "cevap vermek için" bekliyor. Bu da karşılıklı sohbetlerin çoğu zaman "karşılıklı iletime" dönüşmesine neden oluyor.

Arkadaşlık Gruplarında Yanlış Anlamalar

Arkadaşlarınızla bir WhatsApp grubunda plan yapmaya çalışırken farklı mesajların üzerine çok fazla yorum yapılıyor ve insanlar birbirini tam anlamıyla dinlemiyor. Bu durumda gereksiz gerginlikler çıkabiliyor. Mesela, bir planda tarih ya da saat konusunda karşılıklı bir anlaşılamama olduğunda, ben genelde devreye girip soruları tekrar ederek ya da mesajları toparlayarak durumu netleştiriyorum. Yanlış anlamaları ortadan kaldırmak ve herkesin aslında "boşuna inat ettiğini" fark etmesini sağlamak, iletişimde dengeyi yeniden kuruyor.

Köprü Kurma: İletişim Problemlerini Aşma Sanatı

Bu tarz yaklaşımlar, sadece bireysel değil, topluluklar içinde de çok değerli. Yanlış anlamaları düzeltme konusundaki çaban, bir "gönüllü liderlik" görevine dönüşür ve insanlar arasında bağ kurma fırsatı yaratır. İletişimde fark yaratmanın ilk adımı da budur.

İş Hayatında İletim ve İletişim Farkı

İş hayatında iletim ve iletişim arasındaki farkı görmek çok daha belirgindir. Bu fark, özellikle yöneticilerin üzerinde yoğunlaşması gereken oldukça önemli bir konudur. Ben yöneticileri iletişim bağlamında iki gruba ayırıyorum: Raket tipi yöneticiler ve Elek tipi yöneticiler.

Raket Tipi Yöneticiler

Raket tipi yöneticiler, aynı bir raketin gelen topu başka yöne iletmesi gibi, gelen mesajları ya da talimatları hiç filtrelemeden direkt olarak ekiplerine iletirler. Aynı şekilde, ekiplerinden gelen geri bildirimleri de üst yönetim kademelerine aktarırken aynı "pasif" tavrı sürdürürler. Bu yönetim tarzı şu sorunları yaratabilir:

  • Üst yönetim ile ekipler arasında bir "biz ve onlar" algısı oluşur.
  • Mesajın ya da hedefin bağlamı anlaşılamaz ve ekiplerde motivasyon düşer.
  • Sorunlar etkin bir şekilde çözülemez; mesajlar sıradan emirler gibi algılanır.

Elek Tipi Yöneticiler

Elek tipi yöneticiler, gelen mesajı ekibe aktarmadan önce analiz eder, bağlam kazandırır ve ekibin anlayabileceği bir dil kullanarak iletişim kurar. Aynı zamanda ekipten gelen geri bildirimleri de yukarıya anlamlı ve etkili bir şekilde aktarır. Bu yaklaşım:

  • Ekiplerin kendilerini daha değerli hissetmesini sağlar.
  • Üst yönetim ile ekipler arasındaki "biz ve onlar" algısını yıkar.
  • Sorunları daha etkin bir şekilde çözer ve ekiplerde güven duygusunu artırır.

Etkin Dinleme: Temel Fark

Raket tipi yöneticilerin temel bir eksikliği etkin dinlemedir. Ne üst yönetimin taleplerini ne de ekiplerinin geri bildirimlerini gerçek anlamda dinlerler. Mesajları yalnızca birer emir ya da geri dönüş olarak algılarlar. Elek tipi yöneticiler ise her iki tarafı da dikkatle dinler, analiz eder ve iletişim sürecinde bu bilgileri kullanarak anlamlı bir bağ kurar. Bu, yalnızca sorunları çözmekle kalmaz, aynı zamanda ekiplerin ve üst yönetimin güvenini kazandırır.

Örnekler:

Bir satış hedefi senaryosunda, üst yönetimden gelen "Bu ay satışları %10 artıralım" talimatını ele alalım:

  • Raket tipi bir yönetici, bu hedefi sorgulamadan ekibe aktarır: "Satışları bu ay %10 artırmanız lazım. Hadi, çalışın." Ekip, bu hedefin neden istendiğini ve bunu nasıl başaracaklarını anlamaz. Bu da motivasyon eksikliğine yol açar.

  • Elek tipi bir yönetici ise şu şekilde bir iletişim kurar: "Üst yönetim, bu ay piyasa payımızı artırmak için satış hedefini %10 yükseltmemizi istiyor. Bu hedefi nasıl gerçekleştirebileceğimizi tartışalım. Sizce şu anda hangi kaynaklara ihtiyacımız var?" Bu şekilde, ekip hem hedefin nedenini anlar hem de sürece katılır.

Bir diğer örnek olarak, ekipten gelen yazılım yavaşlığı şikayetini ele alalım:

  • Raket tipi bir yönetici, ekibin şikayetini üst yönetime şu şekilde iletir: "Ekip, yazılımın yavaş olduğunu söylüyor. Bununla ilgili bir şey yapabilir misiniz?" Üst yönetim, bu geri bildirimi önemsemeyebilir veya ekibin şikayetini anlamakta zorlanabilir.
  • Elek tipi bir yönetici ise ekibin geri bildirimini şu şekilde aktarır: "Ekip, mevcut satış yazılımının yavaşlığı nedeniyle verimliliğin düştüğünü belirtti. Özellikle aylık raporlama dönemlerinde işlemleri %30 daha yavaş tamamlıyorlar. Yazılımda yapılacak bir iyileştirme, bu sorunu çözebilir ve ekip performansını artırabilir." Bu yaklaşım, hem ekibin taleplerinin ciddiyetle ele alınmasını sağlar hem de üst yönetimin durumu daha iyi anlamasına yardımcı olur.

Liderlik Kapasitelerinin Karşılaştırması

  • Raket Tipi Yöneticiler: Bu tip yöneticiler liderlik kapasitelerinde sınırlı kalırlar. Takımlarını motive etmekte, aradaki bağları kuvvetlendirmekte zorlanırlar. Daha mekanik bir yönetim anlayışı sergiledikleri için liderlik yerine sadece "yöneticilik" yapıyor gibi algılanabilirler.
  • Elek Tipi Yöneticiler: Elek tipi yöneticiler, anlam oluşturan ve insanlarla bağlarını derinleştiren bir liderlik tarzı benimserler. Bu da ekibin motivasyonunu, bağlılığını ve verimliliğini artırır. Aynı zamanda organizasyonun kültürünü geliştirir.

Etkili İletişim Bir Seçimdir


Etkili iletişim, liderlikten özel hayata kadar her alanda bir fark yaratabilir ve bu bir tercih meselesidir. Ancak bu tercihi yapmak için önce etkin dinlemenin gücünü kavramış olmak gerekir. İletmek, mesajı aktarmakla sınırlı kalırken; iletişim, mesajın anlaşılıp anlam kazandığı bir süreci ifade eder. İşte bu noktada, "raket tipi" ve "elek tipi" yöneticiler arasındaki fark iyice belirginleşir.

Etkin Bir İletişim İçin Neler yapabilirsiniz:

  1. Etkin Dinleme Becerisi Geliştirebilirsiniz: Sadece duymakla kalmayıp gerçekten anlamaya çalışabilirsiniz. Üst yönetimin taleplerini ve ekibinizin geri bildirimlerini aynı ciddiyetle dinleyerek bu taleplere bağlam kazandırabilirsiniz.
  2. Mesajları Filtreleyebilirsiniz: Gelen bilgileri sorgusuz iletmek yerine, içeriği analiz etmeyi tercih edebilirsiniz. Bu analiz, hem üst yönetimin hem de ekibin hedeflerine ulaşması için gerekli olan eksikleri ve güçlü yönleri ortaya çıkarabilir.
  3. Empatiyi Ön Plana Alabilirsiniz: Mesajın sadece içeriğine değil, karşı tarafta yaratacağı etkiye de odaklanabilirsiniz. İnsanların duyulmaya ve anlaşılmaya ihtiyacı olduğunu unutmayabilirsiniz.
  4. Geri Bildirim Döngüsü Kurabilirsiniz: Ekibinizden veya yöneticilerinizden gelen bir mesajın, nereden geldiğini ve nereye ulaşması gerektiğini iyi kavrayarak bu döngüyü tamamlayabilirsiniz. Bu, iletişimi açık ve etkili hale getirebilir.
  5. Takımınızı Sürece Dahil Edebilirsiniz: Ekiplerinize hedeflerin neden önemli olduğunu ve nasıl katkı sağlayabileceklerini açıklayabilirsiniz. Bu, hem motivasyonu artırabilir hem de bağlılığı güçlendirebilir.

Örneğin, bir ekip şikayetinde projelerin takibini zorlaştıran bir iletişim eksikliği dile getiriliyorsa, bunu üst yönetime doğrudan "Ekip iletişim eksikliğinin projelerin zamanında tamamlanmasını engellediğini söylüyor" demek yerine, daha kapsamlı bir şekilde aktarabilirsiniz: "Ekip, farklı departmanlar arasındaki iletişim kopukluğu nedeniyle projelerin ilerleyişinin yavaşladığını belirtti. Örneğin, bir proje aşamasındaki onaylar genellikle planlanandan %40 daha uzun sürüyor. Daha düzenli bir toplantı ya da bir proje yönetim yazılımı bu sorunu çözebilir ve süreçleri hızlandırabilir."

Raket tipi bir yönetici bilgi akışını sadece bir emir ya da geri bildirim hattı gibi görürken, elek tipi bir yönetici bu akışı anlamlandırabilir, bağlam kazandırabilir ve değer katabilir. Elek tipi yöneticiler, yalnızca liderlik kapasitelerini artırmakla kalmaz, aynı zamanda ekipler ve üst yönetim arasında güçlü bir güven köprüsü inşa eder. 

Bu köprü iş hayatında birçok avantajı beraberinde getirir. Hem ekiplerden gelen taleplerin üst yönetimde daha doğru algılanmasını hem de üst yönetimden gelen stratejik hedeflerin sahada daha etkili bir şekilde uygulanmasını mümkün kılar. Bu sayede ekipler işlerini daha kolay bir şekilde yapabilirken, yöneticiler de daha az dirençle karşılaşır ve süreçler sorunsuz işler.  Köprü olan yöneticiler, dinleme ve bağlama duyarlılık sayesinde yalnızca sorunları çözmekle kalmaz, aynı zamanda uzun vadeli bir iletişim kültürü oluşturarak organizasyonel başarıyı kalıcı hale getirir. 

Yöneticilik aynı anda hem altını hem de üstünü yönetmektir! (Hatta etkili bir lider iki altına kadar yönetebilmelidir)

Bu kavram, yönetim sorumluluğunun çok boyutlu bir yapı olduğunu ve yöneticilerin yalnızca üstlerinden gelen talimatları yerine getirmek yerine, bilgi ve tecrübeleriyle üstlerine destek olmaları gerektiğini ifade eder. İyi bir yönetici, üst yönetimden gelen taleplerin işin gereklilikleriyle ne kadar örtüştüğünü değerlendirmeli ve bu konuda üstlerini bilgilendirerek en doğru kararların alınmasına katkıda bulunmalıdır. 

Bu söz aynı zamanda, ekiplerinin ihtiyaçlarını ve geri bildirimlerini doğru analiz edip yukarıya taşıyarak, iki yönlü bir iletişim ve güven ortamı oluşturmak anlamına gelir. Daha açık bir şekilde, bir yöneticinin iyi liderlik karakteri gösterebilmesi demek:

  • Üstünü Yönetmesi: Üst yönetimden gelen beklentileri anlaması, bu beklentileri karşılayacak şekilde planlama yapması ve gerektiğinde etkili geri bildirimler sunması, şirket hedeflerine uygun şekilde yöneticisine bilgi ve tecrübesi ile destek olması,
  • Altlarını Yönetmesi: Ekibiyle güçlü bir iletişim kurarak onların ihtiyaçlarını, motivasyonlarını ve yeteneklerini anlaması; aynı zamanda onların büyümesi için fırsatlar yaratması demektir.

Bu kavramın altında yatan fikir, etkili bir liderin hem yukarı hem de aşağı yönlü ilişkilerini dengeleyebilmesi gerektiğidir. Bir lider, yalnızca üst yönetimle iyi bir iletişim kurmakla yetinmez; gerektiğinde ekibinin sesini de duyurur ve her iki taraf arasında köprü olur. Bu yapı, organizasyon içindeki iletişimin sağlıklı olmasını ve liderlik başarısının artmasını sağlar. Elek tipli yöneticiler bu durumlarda daha az sorun ve dirençle karşılaşırlar.

Üstünü yönetmek bağlamında başıma gelen ilginç bir olayı anlatmak istiyorum:

Büyük ölçekli bir şirkette üst düzey görev yapıyordum. Şirket bir patron şirketiydi ve ben de şirketin bütün operasyonlarından sorumlu yöneticiydim. Patronum oldukça zeki, iş bilen ve liderlik konusunda örnek teşkil edecek davranışlarıyla tanınan bir kişiydi. Ancak zaman zaman aramızda fikir ayrılıkları olmaktaydı. O, bazen işlerin kendi istediği şekilde yapılması konusunda ısrarcı olmakta, ben de sahada çok uzun yıllardır edindiğim tecrübelerimle yeri geldikçe bu isteklerin olamayacağını, saha dinamiklerinin ve / veya personel motivasyonunu negatif etkileyebileceğini söylemekte ve bazı işleri de farklı şekilde idare etmekteydim. Zaten işimde çok iyi olduğum için de, çok büyük çoğunlukla işler rayında gitmekte ve her türlü zorlu hedefe teker teker ulaşmaktaydık. Bir gün yine böyle bir tartışma sırasında bana "Sen zaten benim bütün istediklerimi yapmıyorsun!" diye çıkıştı. Toplantıda başkaları da vardı ve ortam bir anda gerildi. Ben de tebessümle ama kararlı bir ses tonuyla "Ben sizin her istediğinizi yapmak için fazla pahalı bir çalışanım!" dedim. Ortam daha da gerildi. Niyetim bu değildi ama o aşamada bu şekilde bir mesaj verilmesi gerekiyordu. Önce biraz hiddetlenir gibi oldu ancak hemen ne demek istediğimi anladı ve karşılıklı esprilerle ortamı yumuşattık. Sonuçta bu şekilde karşılıklı bir sözlü anlaşmaya varmış olduk ve bu konu bir daha hiç konuşulmadı.

İletmek, iletim ve iletişim arasındaki farkı anlamak, liderlik yolculuğumuzun temel taşlarından biridir. Etkili yönetici, sadece mesajları iletmekle kalmaz; bu mesajların anlam kazanmasını, bağ kurmasını ve karşılıklı bir güven ortamı yaratmasını sağlar. Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu kavramlar, farkındalıkla ele alındığında iletişim sorunlarını en aza indirir ve liderlik kapasitemizi zirveye taşıyabilir.

Şimdi kendinize şu soruyu sorun: Ben bir "elek" miyim, yoksa "raket" mi? Çevremdeki insanlarla anlamlı bir iletişim kurmak için mesajlarını ve eylemlerini nasıl filtreleyebilirim? Bu soruların yanıtı, belki de liderlik yolculuğunuzun ve ilişkilerinizin kaderini belirleyebilir.

bayErgin

'Ancora Imparo'

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski