Lanet Olası 3 Şey!

Mülakatlarda klasik sorulardan çok, adayın kendisiyle ilgili daha derin düşünmesini sağlayan ve farkındalığını ortaya koyan "ters köşe" soruları tercih ederim. İşte bunlardan biri:

“Sizi en iyi tanıyan 5 kişiye sorsak, sizi tarif ederken KESİNLİKLE kullanmayacakları 3 kelime nedir?”

(Siz de yazının devamına geçmeden bu soruya cevap verebilirsiniz. Yazının sonunda sizler için özel bir bölüm olacak 😊)

Bu soru, basit görülse de adayın öz farkındalığını, değerlerini ve önceliklerini anlamaya yardımcı olan derin bir analiz aracıdır. Verilen cevaplar, adayın kendisiyle ilişkilendirilmesinden çekindiği özellikleri ve algı yönetimindeki çabalarını açığa çıkarır. Aynı zamanda, bu soruya verilen yanıtları değerlendirmek adayın karakterine dair çok sayıda ipucu sunar.

Bu Soruyu Sormak Neden Önemli?

Bu tür sorular, klasik mülakat sorularından farklı olarak adayın hazırcevap becerilerini test etmez. Bunun yerine adayın yaratıcılığı ile beraber:

  • Adayın değerlerini ve önceliklerini anlamamıza yardımcı olur.
  • Kendisi ile ilgili önemli çekincelerini ve bu çekincelerinin sebeplerini anlamamıza yardımcı olur.
  • Kendiyle ilgili farkındalık seviyesini ölçer.
  • Kendi algısı ile başkaların algısını karşılaştırma yeteneğini ortaya koyar.
  • Adayın liderlik ve iletişim potansiyelini değerlendirmeye yardımcı olur.

Bu sorunun en dikkat çekici yanlarından biri de “kesinlikle” ifadesidir. Bu vurgu, adayı sadece istenmeyen özelliklerden bahsetmeye değil, aynı zamanda kendisi için kabul edilemez olan sıfatlardan da bahsetmeye zorlar. Bu nedenle, bu soru adayın öz farkındalığının derinliğini test eder.

Cevaplarda Saklı Bilgiler

1. Kendilik Algısı

Aday bu kelimeleri seçerken çekincelerini ifade eder. Mesela, bir aday “tembel” kelimesini seçtiyse, bu onun kendisiyle ilgili büyük çekincelerinden biridir. Belki de geçmişte bu algıyla mücadele etmiştir. Bu çekinceler, adayın kişisel geçmişine ve değerlerine dair ipuçları verir.

Ayrıca, bir adayın yanıtındaki kelimeler, onun yaşamındaki önemli deneyimlere de işik tutabilir. Örneğin, bir aday “disiplinsiz” kelimesini kesinlikle kendisiyle bağdaştırılamayacağını belirtirse, bu belki de yaşamı boyunca disiplini bir erdem olarak benimsediğini gösterir.

2. Algı Yönetimi

Bu sorunun bir diğer önemli yanı, adayın kendisini başkalarına nasıl tanıtmak istediğini ortaya koymasıdır. Aday, sadece kendisini nasıl gördüğünü değil, aynı zamanda çevresinin onu nasıl algıladığını düşünerek cevap verir. Bu, adayın öz farkındalığı kadar, diğer insanların algılarını anlamlandırma becerisini de ortaya koyar.

Mesela, bir aday “güvensiz” kelimesinin kendisiyle ilişkili olmadığını belirtirse, bu onun çevresinde güvenilir bir profil yaratmaya özel çaba harcadığı anlamına gelebilir. Bu çaba, adayın mesleki veya kişisel hayatındaki deneyimlerinden etkilenmiş olabilir.

3. Samimiyet

Bu soru, adayın kendisini değerlendirme konusunda ne kadar samimi olduğunu anlamak için de bir fırsat sunar. Aşırı övgüyle dolu veya gerçekle bağdaşmayan bir yanıt, adayın kendisiyle yüzleşme cesaretinin eksik olduğunu gösterebilir. Samimi ve anlamlı bir cevap ise adayın öz farkındalık seviyesini ve gelişime açık yanlarını ortaya koyar.

Örnekler

“Kesinlikle bencil, güvensiz veya agresif biri olarak tanımlamazlar.”

  • Bu cevap, adayın çevresindekilere güven veren ve paylaşımcı bir izlenim yaratmaya çalıştığını gösterir. Aynı zamanda bu özelliklerin, adayın hayatında hassas noktalar olduğunu da ima eder. Diğer bir deyişle büyük ihtimalle bu 3 şey adayın kendisi ile ilgili en büyük 3 çekincesini ortaya koyar.

“Disiplinsiz, kararsız veya ihmalkar biri olarak tanımlanmazdım.”

  • Bu cevap, adayın düzenli ve kararlı bir yapıya sahip olduğunu ve bu özelliklerin önemini vurguladığını gösterir. Dışarıdan bu şekilde görülmenin kendisi için "kabul edilemez" olduğunu ifade ederek, gerekirse bu şekilde etiketlenmemek için fazladan efor sarf etme potansiyeli olduğunu bize gösterir.

"Benim için kimse vicdansız, güvenilmez ve adil olmayan demez"

  • Bu cevabı veren kişi, kendi vicdanını, güvenilirliğini ve adalet duygusunu öne çıkararak, profesyonel duruşunu bu değerler üzerine inşa ettiğini anlatmak istiyor olabilir. Ayrıca çalışmak istediği kurumun bu değerlere dikkat etmesi gerektiği konusuna mesaj veriyor da olabilir.

Daha Derin Sorular Nasıl Sorulabilir?

Sorunun etkisini arttırmak için şu ek sorular sorulabilir:
  • “Bu kelimeler neden sizi tanımlamaz?"
  • "Hangi deneyimler bunu destekliyor?”
  • “Bu kelimeleri seçerken en büyük etkileyici faktör neydi?”
  • “Kendi bakış açınızdan bu kelimelerden biriyle ilişkili olmanız gerekse, bu hangi durumda olurdu?”

Bu sorular, adayın verdiği yanıtları derinleştirerek, daha fazla bilgi edinmemizi sağlar.

Toparlayalım...

Bu soru, adayın hem iş hem de kişisel yaşamındaki önceliklerini, kendisi ile ilgili çekincelerini, algı yönetimindeki becerilerini ve samimiyet seviyesini anlamak için çok etkili bir aracıdır. Bu yöntem, sadece adayın profesyonel yönlerini değil, aynı zamanda liderlik, kriz yönetimi ve empati gibi sosyal yetkinliklerini de değerlendirmeyi mümkün kılar.

Ayrıca bu teknik, şirketlerin veya yöneticilerin ekip içindeki dengeleri daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Adayın, stres altında algılarını ve davranışlarını kontrol etme becerisi, öz farkındalık yolculuğunun bir parçası olarak görülebilir.

Karşımızdaki kişinin kendi ile ilgili en büyük çekincelerini öğrenmek, adaylık süreci olumlu ya da olumsuz olsun, ona kendini iyi hissedeceği şekilde davranmamızı ve kendisi ile barışması için fırsatlar sunmamızı sağlar. Bu durum kolektif mutluluk için bir işe yerleşmek ya da bir pozisyonu doldurmaktan bana göre çok daha anlamlıdır.

Bu yöntemi sadece mülakatlarda değil, profesyonel gelişim çalışmalarında da kullanabilirsiniz. Takım içinde daha iyi bir uyum yaratmak, öz farkındalığı geliştirerek verimliliği arttırmak ve liderlik yeteneklerini ortaya çıkarmak için bu tür soruların çok faydalı olduğunu deneyimledim.

Sizler de dilerseniz hem mülakatlarınızda hem de iş yerindeki farkındalık çalışmalarınızda bu yöntemi kullanarak deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz.

Benim kullandığım başka ters köşe soru için Harika Bir Teklifi Neden Reddedersiniz? isimli yazımı okuyabilirsiniz.


Soruyu önceden cevaplayanlara özel bölüm 😊

Bu soruya verdiğiniz cevaplar, büyük ihtimalle sizin kendinizle ilgili en büyük çekincelerinizi gösteriyor olabilir. Bu konuda kendinizi geliştirmek için gereken çabayı gösterip göstermemek sizin elinizde. Ancak lütfen çevrenizdekilerin sizi etiketlemesine izin vermeyin. Siz, kendi farkındalığınızla kendinizi geliştirmeye odaklanın. Hiçbir sıfat doğru ya da yanlış olarak mutlak anlamda algılanmaz; esas olan, o özelliklerinizi nasıl kullandığınızdır. Öz farkındalık ve kendinizi geliştirme yolunda atılan her adım, sizi daha bilinçli ve daha dengeli bir birey yapar. Düşünün ki bir odada kilitli kaldınız. Sürekli kafa atarak duvarı yıkmaya çalışmak da, elinize aldığınız bir telle kapıyı açmaya çabalamak da bir "inat" göstergesidir. Kafanızın yarılmasını da, telle kapıyı açıp kaçmanızı da bu inat sağlar. Peki burada kafanızın yarılmasının "suçlusu" ya da "kapıyı açan kurtarıcı" inat mıdır? Hayır. İnat sadece siz nasıl kullanırsanız size o şekilde hizmet eden bir duygudur.

Bencil olarak algılanmamak için sürekli başkalarını düşünmeye çalışmak egonuza zarar verebilir. Aynı şekilde pinti denmesin diye bütçenizi aşacak şekilde harcama yapmak, finansal açıdan sizi sıkıntıya sokabilir. Güvenilmez olmamak için gereksiz güven kazanma hamleleri yapmamalı, tembel diye yaftalanmamak için kendinizi bitirecek şekilde işe boğulmamalısınız. Önemli olan dengedir; bunu sağladığınızda diğer insanların (en yakınınız olsalar bile) sizi yaftalamaları subjektif birer sözden öteye geçemeyecektir.

Mesela birisi size "sen mavisin" dese ne hissedersiniz? Bu yorumu ciddiye alıp karşısınızdakine mavi olmadığınızı anlatma çabasına mı girersiniz, yoksa gülüp geçer misiniz?

Yorumlarınızı bekliyorum...



(Bu yazının düzenlenmesinde ve görsel tasarımında yapay zeka aracı kullanılmıştır.)

Okunma Sayısı:

bayErgin

'Ancora Imparo'

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski